Uyanış
Kitap, yeşilli-sarılı bir papağanın kafesinden "Alles vous-en!Alles vous-en!Sapristi!Tamam!" [ Gidin başımdan!Gidin başımdan!Of aman! Tamam'] şeklinde bağırması ile başlıyor. İlerleyen sayfalarda görüyoruz ki Edna bu muhteşem evin içerisinde, kendisini kafeste bir kuş gibi hissediyor. Hissettiklerini uzun bir süre anlamlandıramıyor fakat derinde bir yerde özgürlüğe olan tutkusu, neden ağladığını bilmeden akıttığı göz yaşlarına dönüşüyor.
Edna'nın kendisini keşfetmesi , Robert'a olan aşkını farketmesi ile aynı zamanda başlıyor. Robert, her yaz pansiyonda farklı bir kadınla samimiyet kuran heyecanlı ve rahat bir genç. Kitapta Robert'ın genç olduğunu fazlasıyla hissediyoruz fakat Edna'yı okurken hayalimizde canlanan olgun bir kadın oluyor. Halbuki ilerleyen bölümlerde görüyoruz ki Robert 26, Edna ise 28 yaşında. Aslında yaşıt sayılırlar. Kate Chopin bize bu anlatım tarzı ile aslında toplumun, evli ve çocukları olan bir kadına bakış açısındaki farkı çarpıcı bir şekilde hissettirmiş oluyor.
Kitabı okurken Edna ait olmadığı bir dünyada uzun süredir yaşamak zorunda kalmış gibi hissettim. Özellikle bir Kreol* ile evlenmiş olmasına rağmen, onların içinde kendini pek de rahat hissetmiyordu şeklinde başlayan kısımda Kreollar'ın yaşam tarzındaki rahatlığın,herşeyi çok açık ve mahremiyet olmadan konuşmalarının onu nasıl da rahatsız ettiğinin, yüzünün kızarmasını engelleyemediğinin anlatıldığı bölümde , ördeklerin içindeki kuğu yavrusu gibi ait olmadığı bir yerde kendini sorguluyor gibiydi. Böyle bir yaşamın içinde kendini arayıp sonunda bir kuğu olduğunu keşfetmeden yaşamak ancak kendinden vazgeçmekle mümkündü. Fakat bu vazgeçişin yıllar sonra büyük bir patlamaya dönüşmesi de kaçınılmaz sondur zannımca. Edna üzerine giydiği bu yapay benliği bir süre sonra farkediyor ve bunu çıkarması ise uzun ve sancılı bir süreç oluyor. Bu kadar sancılı olacağını belki de Edna bile tahmin edemiyor. Müziğine, sanatına hayran olduğu Matmazel Reisz'in dediği gibi:
"Gelenek ve ön yargı seviyesinin üstünde uçmak isteyen kuşun kanatları güçlü olmalıdır. Zayıf kuşların yara bere içinde, yorgunluktan perişan olmuş halde yere düştüğünü görmek çok acıklıdır.
Tıpkı Edna'nın kitabın sonunda ve aslında hikayenin başladığı yerde, yazlık pansiyonun kumsalında gördüğü, kanadı kırık yaralı kuşun yalpalayarak,çırpınarak kalan son gücünü de tüketerek döne döne aşağı, suya düşüşü gibi.
Tıpkı Edna'nın kitabın sonunda, kendisini denizin bedenini yumuşacık,çepeçevre saran dokunuşuna bırakışı gibi..
Ben bu sonla, Kate Chopin'in bize; Edna'nın üzerinden rengi atmış eski mayosunu da çıkararak denize girişinin, aslında artık solan ve eskiyen yapay benliğinden soyunarak, o eski Edna'nın ölümü ile yeni ve kendini keşfeden Edna'nın doğumunu anlatmak istiyor diye düşünmek istiyorum. Diğer türlü düşünmek içimi acıtıyor çünkü :)
*Kreol: Sömürgelerde doğmuş, kısmen veya tamamen Avrupalı sömürgecilerin soyundan gelen halklara mensup kişi. Fransız ve İspanyol asıllı sömürgecilerin soyundan gelen Louisiana Kreolleri üzerinde Fransız sömürge kültrüünün etkileri belirgindi; çoğunluğu Fransızca konuşan Kreoller, Katolik dinine bağlıydılar.
Yorumlar
Yorum Gönder